Sözleşmeye İstinaden Çek Veya Senet Verilmesi: Yeni bir borç mu, yoksa sözleşmeden doğan borcun ifası mı?


Aralarında sözleşme ilişkisi mevcut olan kişilerden borçlunun alacaklıya kambiyo senedi vermesi halinde, bu yeni bir borç mudur, yoksa hali hazırda mevcut olan borcun ifası mıdır?
Bunu anlamak için ifa yerine edim kavramı ile ifa uğruna edim kavramını birbirinden ayırmak gerekir.
İfa yerine edimde, edimin gerçekleştirildiği anda borç sona ererken, ifa uğruna edimde borç ifanın gerçekleştirildiği anda değil, ifa uğruna gerçekleştirilen edim konusu şey, paraya dönüştürülüp bu para ile borcun ifa edildiği anda borç sona erer. Yani ifa yerine edimde, borç ifanın gerçekleştiği anda sona ererken, ifa uğruna edimde borç, ifanın gerçekleştiği anda değil, ifa konusu edimin borcu karşılayacak paraya dönüştürüldüğü ve bu paranın alacaklıya verildiği anda borç sona erer.
Yine ifa yerine edimde kararlaştırılan ifa konusu edim yerine başka bir edim gerçekleştirilmektedir. Yani alacaklıya rızası alındıktan sonra kararlaştırılan edim yerine başka bir şey sunulmaktadır.
İfa yerine edimde borcun sona erme anı, sözleşme konusu edime alternatif olarak sunulan edimin gerçekleştirilme anıdır. İfa uğruna edimde borcun sona erme anı, alternatif olarak sunulan edimin gerçekleştirildiği an değil, borca karşılık verilen şeyin sözleşme gereği kararlaştırılan edimin cinsine dönüştürüldüğü andır. Mesela kambiyo senedi ifa uğruna verildiyse sözleşmedeki borç, kambiyo senedi tahsil edilip sözleşmedeki borca karşılık olan paraya çevrildiği anda borç sona erer.
Borcun sona erme anı önemlidir. Çünkü borçla birlikte borca bağlı feri haklar da sona erecektir.
Eğer ifa uğruna edim varsa borç edimin yerine getirilmesi ile sona ermez. Sözleşmede yer alan edime karşılık gelen cinse dönüştürüldüğü anda sona erer. Eğer ifa yerine edim varsa borç edimin yerine getirilmesi ile sona erer.
TBK 133, açık irade varsa, verilen kambiyo senedi ile borcun yenilendiğinden bahsetmektedir. Öyleyse, taraflar verilen kambiyo senedinin ifa yerine verildiğini açıkça kararlaştırmışlarsa, sözleşmeden doğan borç senedin verildiği anda sona erecektir. Ancak ifa uğruna verilmişse, kambiyo senedine karşılık gelen para tahsil edilmediği sürece sözleşmeden doğan borç varlığını koruduğu gibi, kambiyo senedinden kaynaklanan borç da aynı zamanda hukuki varlığını sürdürmektedir. Dolayısıyla ilk durumda borca ilişkin teminatlar da sona ererken, bahsettiğimiz ikinci durumda, senet tahsilatı yapılmadığı sürece teminatların hukuki varlığı devam edecektir. İfa uğruna kambiyo senedi verilmiş olması halinde, yani açıkça taraflar kambiyo senedi verilmesi ile borcun ortadan kalkacağını kararlaştırmamışsa, borcun tahsil edilmesi sürecinde ilk olarak kambiyo senedine başvurulması daha doğru olacaktır. Eğer ilk olarak sözleşme üzerinden gidilmiş ve borç tahsil edilmişse, kambiyo senedinin iadesi gerekir. Aksi durum aynı borcun iki kez tahsil edilmiş olması anlamına gelir ki bu sebepsiz zenginleşmeye yol açacaktır. Çünkü kambiyo senedi de, sözleşmeden doğan borcu ifaya yönelik verilmiştir. Ayrı bir borç teşkil etmez.
"Hemen belirtilmelidir ki, yukarda açıklanan 6098 Sayılı TBK.nın 133. maddesinde de açıkça ifade edildiği üzere, mevcut bir borç için salt poliçe taahhüdünde bulunmak veya yeni bir alacak senedi düzenlemek tek başına yenileme anlamına gelmez. Yenilemenin varlığını kabul için bu konuda yenileme sözleşmesi yapılmış olmalıdır. Bu sözleşmenin varlığını ispat yükü ise bunu iddia edene aittir." ( H.G.K.'nun 23.3.2005 tarih ve 2005/12-188 E, 2005/204 K. - Kazancı 18.12.2018 tarihinde erişilmiştir. )


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başkasının Yerine İmza Atmak, Başkasının İmzasını Taklit Etmek Suç Mudur?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Para Cezası