Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Para Cezası


Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), onarıcı adalet anlayışının bir ürünü olarak kanuna eklenmiş ve 5271 Sayılı CMK'nın yürürlüğe girmesinden bu yana sıklıkla uygulanan bir hukuki kurumdur.

Bu yazımızda HAGB kararının temel yapısından biraz bahsederek, para cezası verilip üstüne HAGB ile cezanın ertelenip ertelenemeyeceğini ve denetim süresi içinde suç işlenmesi yahut yükümlülüklere aykırılık halinde, HAGB kapsamında hükmedilen hapis cezasının, seçenek yaptırımlara, örneğin para cezasıne çevrilip çevrilemeyeceğini anlatacağız.

Sanık hakkında HAGB kararı verildiğinde temelde iki ayrı karar verilmektedir. Birincisi mahkumiyete ilişkin hüküm, diğeri ise bu hükmün açıklanmasını ertelemeye yönelik olarak HAGB kararı. HAGB, böyle ikili bir yapıdan oluşur. Esasında tam da bu sebeptendir ki, denetim süresi içinde bir kasıtlı suç işlendiği için, hakkında hagb kararı verilen önceki hükmün açıklanması için duruşma yapıldıktan sonra, daha önce HAGB kararına itiraz edilip kesinleşmiş olsa bile, açıklanan hüküm bakımından tekrar kanun yollarına başvurma imkanının önü açılır. Çünkü denetim süresi içinde kasıtlı bir suçtan dolayı yapılan ve daha önce hakkında HAGB kararı verilen hükmün açıklanması duruşmasında HAGB kararının kaldırılmasına ve daha önce açıklanması ertelenen hükmün açıklanmasına karar verilir. Böylelikle daha önce itiraza konu edilip kesinleştirilen HAGB hükmü kaldırılacak, önceden kurulup da HAGB gereği, açıklanması ertelenen hüküm açıklanarak vücut bulacak ve bu hüküm açısından kanun yollarına başvuru imkanı doğacaktır. Dolayısıyla hakkında HAGB verilen karara daha önce itiraz edilmiş olması, denetim süresi içinde işlenen suç yahut ihlal edilen yükümlülük sebebiyle açıklanan hükmün kanun yoluna götürülmesine engel teşkil etmez.

HAGB kararında, seçenek yaptırımlardan olan para cezasına ilişkin bir hüküm yer almaz. Diğer bir deyişle, seçenek yaptırımlardan olan para cezasına çevrilmiş hükümler ertelenemez. Kanun koyucu CMk m. 231/7'de hapis cezasının ertelenmesi, yahut seçenek yaptırımlara çevirme (mesela para cezasına çevirme) halinde HAGB uygulanmasını yasaklamıştır. Bunu da şu ifadelerle açıkça belirtmiştir: " Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez. (CMK m. 231/7)" Ancak dikkat edilmelidir ki her para cezası değil, seçenek yaptırıma çevrilmiş para cezaları ertelenemez. Yoksa doğrudan kanun gereği hükmedilen para cezalarında HAGB verilemeyeceğini belirten bir yasak mevcut değildir. Bu madde seçenek yaptırımlardan para cezasına çevirmenin uygulandığı durumlarda HAGB uygulanamayacağını belirtir.

Kanun koyucu, TCK m. 50/3'te zorunlu para cezasına çevirme hükmüne yer vermiştir. Yani 50/3'te belirtilen şartlar varsai hakimin para cezasına çevirme konusunda takdir yetkisi bulunmamakta olup para cezasına çevirme zorunludur. Görüldüğü üzere bu bir istisna hükmüdür. Kanun koyucu seçenek yaptırıma çevirmenin takdiri olması kuralına istisna getirmiştir. TCk m. 50/3 şu şekildedir: " Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir."

TCK m. 50/3'ün HAGB karşısındaki durumunu değerlendirmek gerekir. CMK m. 231/7 yukarıda belirttiğimiz üzere, HAGB verildiği hallerde HAGB'ye esas hükümde seçenek yaptırıma çevirme kararı verilmesini yasaklayarak, aslında TCK m. 50/3'teki istisna hükmüne de istisna getirmiştir.
Dolayısıyl TCK m. 50/3'te yer alan para cezasına zorunlu olarak çevirme şartları mevcut olsa bile, HAGB'nin uygulanacağı durumlarda bu zorunlu çevirme yapılamayacaktır. Dolayısıyla 50/3'ün HAGB uygulanmadığı durumlarda uygulanacğaı gözetildiğinde ve genellikle uygulamada 50/3 kapsamına giren durumlarda da HAGB verildiği düşünüldüğünde TCK m. 50/3'ün uygulama alanının bir hayli daraldığının kabulü gerekir.

Fakat kanun koyucu 231/7'deki istisnanın istisnasına da istisna getirerek, oldukça karmaşık bir yapı oluşturmuş ve CMK m. 231/11 ile HAGB verildiği hallerde kimi zaman seçenek yaptırıma çevirmenin gerçekleştirilmesinin önünü açmıştır. Buna göre: "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir."

Bu fıkradaki birinci cümle, HAGB kararı verildikten sorna hükmün hangi şartlarda açıklanacağını düzenlemektedir. Buna göre,  denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali hükmün açıklanma sebebi olarak gösterilmiştir. Bu iki durumdan en az biri gerçekleştiğinde hüküm açıklanacaktır. Fakat kanun koyucu fıkranın ikinci cümlesinde "ancak" ile başlayan yukarıda da belirttiğimiz istisnanın istisnasının istisnasını getirmiştir. Burada ancak ifadesi bir istisnaya işaret etmektedir. Öyle ki, mahkeme, hakimin, yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, hükmün aynen açıklanmasının zorunda olmadığını belirtmekte ve hakime hükmü aynen açıklamayıp yeni bir hüküm kurabilmesi amacıyla bir takdir yetkisi vermektedir. Bu fıkranın mefhum-u muhalifinden anlaşılması gereken, denetim süresi içinde kasıtlı suç işlendiğinde HÜKMÜN AYNEN açıklanmasının zorunlu olduğu ancak yükümlülüklere aykırılık halinde ise, HÜKMÜN AYNEN açıklanmasının zorunlu olmayıp, hakimin takdiren yeni bir hüküm kurarak hapis cezasının ertelenmesi yahut seçenek yaptırıma çevirme kurumlarına uygulayabileceğidir.

İşte tam da bu sebeptendir ki, 50/3 kapsamında yer alan istisnai zorunlu çevirme 231/7 kapsamındaki istisnanın istisnası gereği yasaklansa da, 231/11 gereği, kimi durumlar açısından tekrar kabul edilmektedir. Adeta istisnanın istisnasının istisnası yaratılmaktadır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başkasının Yerine İmza Atmak, Başkasının İmzasını Taklit Etmek Suç Mudur?

Sözleşmeye İstinaden Çek Veya Senet Verilmesi: Yeni bir borç mu, yoksa sözleşmeden doğan borcun ifası mı?