Ses Kaydı Delil Sayılır Mı?

Birçok kişinin aklına takılan bir soru olarak, ses kaydının delil sayılıp sayılmayacağı meselesi sıklıkla karşımıza çıkmakta ve biz hukukçulara soru olarak yöneltilmektedir.

Ses kayıtları yetkili mercilerce hukuka uygun olarak iletişimin denetlenmesi suretiyle elde edilmiş ise  hem medeni yargıda yani boşanma davaları, alacak davaları yahut benzeri davalarda delil olarak kullanılabilmektedir.

Ancak vatandaşların akıllarına gelen asıl soru, kendilerinin ses kaydı yapmak suretiyle delil elde edip edemeyeceğidir.

Aslında  istisnai durumlar dışında kanunda belirlenmiş yetkili kişilerin usulüne uygun yaptığı dinlemeler dışında, vatandaşın yaptığı ses kayıtlarının delil olarak kullanılması mümkün değildir. Çünkü vatandaşın telefon ve ortam dinleme yetkisi yasalarda tanımlanmadığı için bulunduğu ortamda hasmının ya da borçlusunun yahut kendisine karşı suç işleyen bir kimsenin sesini kaydederek delil elde etmeye çalışan kişi hem suç işlemiş olacak hem de elde ettiği bu kayıtlar mahkemede delil olarak kullanılamayacaktır.

Ancak her zaman bu geçerli değildir. Eğer bir kimse kendisine karşı bir haksız fiil veya suç işleniyorsa ve bunu da başka türlü ispatlaması mümkün değilse, ses kaydı almak suretiyle ispatlayabilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken husus ses kaydının karşıdaki kişinin suç işleyeceğini  bilerek önceden kayda yönelik hazırlık yapmak suretiyle gerçekleştirilmemiş olmasıdır. Diğer bir deyişle, delil elde etmek amacıyla karşıdaki kişiye tuzak kurup onun suç işlemesini sağlayarak ya da suç işleyeceği düşünülen kişinin ses kaydının önceden plan yapılarak alınması elde edilen ses kaydını hukuka aykırı delil hale getirecek ve kullanılamaz delil haline sokacaktır.

Öyle ki, ses kaydı karşınızdaki kişi size küfretmeye başladığı andan itibaren alınmış ise, yani ses kaydının başlangıç anı ile size yönelen saldırının anı aynı ansa, bu durumda ses kaydı delil olarak kullanılabilir. Çünkü bu durumda başka türlü delil elde etme imkanı olmadığından, saldırıya ancak ses kaydı alıp hukuki yollara başvurmak suretiyle karşı koymak mümkündür ve bunun yapılması hukuken caizdir. Ancak kişi, a kişisi bana kesin bu tartışmada küfreder diyerek konuşmanın ta en başından yani henüz bir saldırı gerçekleştirmeden kaydı başlatmış ise, kendisi hukuka aykırı harekette bulunan konumuna düşeceğinden ve karşısındakinin haklarına saldıran pozisyonunda olacağından hem suç işlemiş olacak hem de elde ettiği delil geçersiz olacaktır.

Özetle, dikkat edilmesi gereken nokta, ses kaydının alınmasına başlanma anı ile ispat etmeniz gereken size yönelmiş saldırının başlanma anı, aynı an olması gerekmektedir. Saldırı, kayıt başladıktan makul ölçüyü aşan bir süre sonra başlarsa, o kayıt saldırıyı gösterir nitelikte olsa bile delil olarak kullanılamaz.

Şu da unutulmamalıdır ki, gerçekleşmesi kesin ve kesine yakın saldırılar açısından meşru müdafaa kapsamında, ses kaydı alma işlemi, saldırıdan makul bir süre öncesinde başlatılabilir. Bu durum delili hukuka aykırı hale getirmez. Çünkü ileride gerçekleşecek olası ya da mümkün sayılabilecek saldırılar açısından önceden meşru müdafaada bulunmak mümkün değil iken (bu hallerde saldırı ile savunma hareketi eş zamanlı olmalıdır), gerçekleşmesi kesin ve kesine yakın saldırılara makul bir süre öncesinden karşı koyma hareketini yani ses kaydı alma hareketini gerçekleştirmek mümkündür.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başkasının Yerine İmza Atmak, Başkasının İmzasını Taklit Etmek Suç Mudur?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ve Para Cezası

Sözleşmeye İstinaden Çek Veya Senet Verilmesi: Yeni bir borç mu, yoksa sözleşmeden doğan borcun ifası mı?