Görevi Kötüye Kullanma Suçu TCK m. 257
Görevi kötüye kullanma suçu aslında teknik olarak bakıldığında kanunda yanlış ifade edilmiş bir suçtur. Kanun koyucu suçun ismini görevi kötüye kullanma olarak koymuş, suçun unsurlarını da görevin gereklerine aykırılık üzerinden belirlemiştir.
Oysa Kunter'in haklı olarak belirttiği üzere, "istimali olmayan bir şeyin suistimali olmaz". Yani bir şeyin kullanılması mümkün değilse, kullanıma elverişli değilse; o şey kötüye kullanılamaz. Zaten kullanıma elverişli olmayan bir şeyin kötüye kullanılabileceğini iddia etmek, mantıksal bir çelişki yaratmaktadır.
Halihazırda doktrinde de görevi kötüye kullanma suçu, her ne kadar kanun koyucu görevin gereklerine aykırılık olarak suçu tanımlamış olsa da, yetki üzerinden tanımlanır. Suçu oluşturan fiiller yetki üzerinden belirlenir. Çünkü görevde kullanılan görevin kendisi değil, yetkidir. Görev ifa edilir. Görevde ise yetki kullanılır. Dolayısıyla kötüye kullanılan görevin kendisi değil, yetkidir.
Bu sebeple icrai hareketle görevi kötüye kullanma suçu temelde iki şekilde işlenebilir. Kamu görevlisi ya mevcut bir yetkisini kanun, yönetmelik ve sair mevzuatça belirlenmiş sınırlarını aşarak kullanmalı ya da yetkisiz bir biçimde hareket ederek bir işlem gerçekleştirmeli veya bir görev ifa etmelidir.
İdare hukukunda yetkinin unsurları ise beş tanedir. Bunlar; yer, zaman, konu, sebep ve amaç unsurlarıdır. Bu unsurlardan en az birinin bulunmaması halinde yetkisizlik söz konusu olur. Yetkisi bulunmayan kişinin, yetkisi dahilinde bulunması gereken görevi yetkisiz bir biçimde ifası ise icrai hareketle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.
İhmali hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçu, diğer bir deyişle dörevi ihmal suçu; kamu görevlisinin, hukuk düzenince yerine getirme yükümlülüğü altında olduğu bir görevi bilerek yerine getirmemesi halinde gündeme gelir.
Oysa Kunter'in haklı olarak belirttiği üzere, "istimali olmayan bir şeyin suistimali olmaz". Yani bir şeyin kullanılması mümkün değilse, kullanıma elverişli değilse; o şey kötüye kullanılamaz. Zaten kullanıma elverişli olmayan bir şeyin kötüye kullanılabileceğini iddia etmek, mantıksal bir çelişki yaratmaktadır.
Halihazırda doktrinde de görevi kötüye kullanma suçu, her ne kadar kanun koyucu görevin gereklerine aykırılık olarak suçu tanımlamış olsa da, yetki üzerinden tanımlanır. Suçu oluşturan fiiller yetki üzerinden belirlenir. Çünkü görevde kullanılan görevin kendisi değil, yetkidir. Görev ifa edilir. Görevde ise yetki kullanılır. Dolayısıyla kötüye kullanılan görevin kendisi değil, yetkidir.
Bu sebeple icrai hareketle görevi kötüye kullanma suçu temelde iki şekilde işlenebilir. Kamu görevlisi ya mevcut bir yetkisini kanun, yönetmelik ve sair mevzuatça belirlenmiş sınırlarını aşarak kullanmalı ya da yetkisiz bir biçimde hareket ederek bir işlem gerçekleştirmeli veya bir görev ifa etmelidir.
İdare hukukunda yetkinin unsurları ise beş tanedir. Bunlar; yer, zaman, konu, sebep ve amaç unsurlarıdır. Bu unsurlardan en az birinin bulunmaması halinde yetkisizlik söz konusu olur. Yetkisi bulunmayan kişinin, yetkisi dahilinde bulunması gereken görevi yetkisiz bir biçimde ifası ise icrai hareketle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.
İhmali hareketle işlenen görevi kötüye kullanma suçu, diğer bir deyişle dörevi ihmal suçu; kamu görevlisinin, hukuk düzenince yerine getirme yükümlülüğü altında olduğu bir görevi bilerek yerine getirmemesi halinde gündeme gelir.
Yorumlar
Yorum Gönder